3 Nisan 2015 Cuma

Köylüler, köpekleri için petrol kampına saldırdı

KÖYLÜLER KÖPEKLERİ İÇİN KAMP BASTI
Köpeklerinin petrol atığı havuzuna düşmesini protesto eden köylüler, petrol kampına saldırdı.

Recepler köyündeki bazı köpekler, köy civarında bulunan bir petrol atık havuzuna düştü. Köpeklerinin petrol atık havuzuna düştüğünü fark eden köylüler, önlem alınmadığı gerekçesiyle kampa saldırdı. Silah ve taşların kullanıldığı saldırıda kampta maddi hasar meydana gelirken,Jandarma ekipleri bazı köylüleri gözaltına aldı.

KÖPEKLER PETROL HAVUZUNDA UNUTULDU 
Köpekleri için kampı basan köylüler ile petrol kampının güvenlikçileri arasında yaşanan arbedede sırasında ise köpekler petrol havuzunda unutuldu. Arbede yüzünden saatlerce kurtarılmayı bekleyen köpeklerin petrolün içinde adeta can çekiştiği görüldü. 

Bu köy neresi bilmiyorum ama elinize, ayağınıza, yüreğinize sağlık. Hayvan severler adına teşekkürlerimle... Minnettarım sizlere. Allah'ın verdiği canı Allah alır. Onların hepsi birer candır.

11 Haziran 2012 Pazartesi

VAN KEDİSİ

VAN KEDİSİ
Kırıkkale’de bir akvaryumcuda bulunan Van kedisi, aynı işletmede bulunan civcivlere kendi yavrusuna bakar gibi muamele ediyor.

Kırıkkale’de bir akvaryumcuda bulunan Van kedisi, aynı işletmede bulunan civcivlere kendi yavrusuna bakar gibi muamele ediyor.

Bir kafeste yaşayan kedi ve civcivler, birbirlerinden hiç ayrılmıyor. Kedi civcivlerle oynarken, onların da kendisiyle oynamasına izin veriyor. Civcivler bazen oynarken kedinin canını acıtıyor. Bunun üzerine kedi patisiyle civcivleri yanından uzaklaştırıyor. Saatler süren oyunda her iki tarafta birbirinden memnun gözüküyor.

VAN KEDİSİ ve CİVCİLERİN AYNI KAFESTE OLMASINA VATANDAŞLAR ŞAŞIRIYOR
Kedinin ve civcivlerin dostluğu işyerinden geçen vatandaşların ilgisini çekiyor. Kedinin civcivleri yemediğini gören vatandaşlar hayretler içinde kalıyor. Vatandaşlar saatlerce kedi ve civcivi izlemekten kendini alamıyor. Özellikle çocuklar, kedi ve civcivin dostluğunu pür dikkat izliyor.

Yaklaşık 7 ay önce kedi ve civcivin dostluğunu tesadüfle saptadığını açıklayan Sahil Akvaryum sahibi Ünal Akbulut, civciv ve kedinin dostluğunun hayret verici olduğunu söyledi.

Kedinin civcivlere kendi yavrusu gibi sahiplendiğini açıklayan Akbulut, “Bu durumu gören üniversite öğrencileri kısa metrajlı film bile çektiler. 7 ay süresince kedi bir tane bile civcivi telef etmedi.” dedi.

Kedinin civcivlere bir baba şefkati gibi davrandığını belirten vatandaş Fatih Durukal, “Her sabah civcivler ile kedinin dostluğunu seyrediyorum. İnsanlar bu kadar yan yana olsalar kavga çıkartılar. Fakat bunu kedi yapmıyor. Sadece canı acıdığı zaman civcivleri yanından uzaklaştırıyor.” diye konuştu. (CİHAN)

VAN KEDİSİ - VAN KEDİSİ VE CİVCİVLER

28 Mayıs 2012 Pazartesi

ALABALIK - KIRMIZI BENEKLİ ALABALIK

ALABALIK - KIRMIZI BENEKLİ ALABALIK
Bilim adamları, suni ortamda yetiştirilmesi imkansız denilen kırmızı benekli alabalıkları yetiştirmeyi başardı.Nesli tükenmekte olan kırmızı benekli alabalıkları kurtarmak için yaklaşık 2 yıldır çalışan bilim adamları, suni ortamda yetiştirilmesi imkansız denilen alabalıkları havuzlarda yetiştirmeyi başardı.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Sapanca Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Güven başkanlığında Sapanca’da yürütülen proje ile suni ortamda yetiştirilmesi imkansız denilen kırmızı benekli doğal alabalık yetiştirildi. 2 yıl önce 8 balıkla başlayan proje kapsamında bin 500 anaç, 6 bin yavru kırmızı benekli doğal alabalık elde edildi.



Yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler veren İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Sapanca Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Güven, kırmızı benekli doğal alabalığın beslenmeden çok sağlık amacı kırık, çıkık, kanser ve ülser hastalığının tedavisinde tüketildiğini kaydetti. Güven, “ bu balıkları porsiyon olarak büyütmek diğer balıklarla kıyasladığımız zaman ekonomik olarak rantabl olmuyor çünkü bunlar 4-5 yılda ancak porsiyon boya gelebilen balıklar bu sebep ile gıda balığı olarak kontrol yapıldığında bu balıklar ekonomik olmuyor. Biz bu balıkları 5 santimi geçen yavru boyuna kadar kontrollü şekilde büyütüp önce bölgemizde Sapanca’dan başlayarak küçük dere ve çaylara bu güvenli boya gelen balıkları bırakmak istiyoruz. Bunu bu şekilde yapmak istememizin sebebi sizin de bildiniz gibi bölgemizde ve Türkiye’de doğal alabalığa karşı bir ilgi var. Bu ilgi beslenme olarak değil. Sağlıkla ilgili olarak. Örneğin kırık ve çıkıkta, kanser ve ülser hastalığının tedavisinde doğal alabalığın çok yararlı olduğu fikri halkımıza yerleşmiş. Gerçekten de öyle” diye konuştu.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Sapanca Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Güven, kırmızı benekli doğal alabalıkların sorumsuzca avlanma nedeniyle sayılarının günden güne azaldığını ifade ederek “vatandaşımız kontrolsüz bir şekilde doğadaki balıkları yani yavru balıkları yakalıyor ve hastalık sebebiyle ihtiyacı olan diğer vatandaşlara büyük paralarla satıyorlar. Bu durum katliam derecesine ulaşmış vaziyette ve dolayısı ile bir balığın bir kere bile yumurta vermeden doğadan yok edildiğini düşünürsek o bölgelerde sürdürülebilir balıkçılık imkansız hale geliyor. Bizler yaptığımız çalışma ile hem vatandaşın kullanacağı balıkta kontrollü bir sirkülasyon sağlıyoruz hem de bu balıkları doğaya bırakarak neslinin devam etmesini sağlıyoruz. Bu balıkları asıl üretme fikrimiz buradan çıktı” dedi.

8 balık ile başlayan proje kapsamında 2 yılda, bin 500 anaç, 6 bin yavru, kırmızı benekli doğal alabalık üretildiğini de belirten İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Sapanca Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Güven “ilk önce bir fikir olarak başladı bu iş daha sonra bölgemizde Akçay deresinden bir üreticimiz 7-8 tane doğal alabalık yakalamış bunu kendi işletmesinde büyütmek istemiş fakat büyütememiş. Bize gelip size verelim dediler. Bizde kabul ettik. Balıklar geldiklerinde 300-350 gram ağırlığındaydı. Bu balıkları ilk olarak fiberglas bir tanka koyduk üzerlerini de örttük buna rağmen yanlarına yaklaştığımızda bile bu hayvanlar sesten bile ürktüler. Sağlıklı beslenmediklerini fark ettik. Biyolog arkadaşımız Muhammet’e durumu ilettim ve bunları buradan alıp anaç olarak ürettiğimiz Gökkuşağı Alabalıklarının yanına koyalım bu balıklar o balıklardan balık davranışlarını öğrensinler dedim. Balık sosyal yaşamını öğrenirler ve bunları böylece alıştırırız dedik ve ikisini aynı tanka koyup bir hafta orada bıraktık. Daha sonra yanlarına gittiğimizde ise bizden ürkmediklerini yem yediklerini gördük ve 350 gram olarak gelen balıkların yaklaşık bir yıl sonra bir kilonun üzerine çıktığını sapladık. İkinci yılda ise bu rakam 3-4 kiloyu buldu. Dağa sonra bu balıklardan yumurta aldık. İlk aldığımız yumurtalardan şuan gördüğünüz balıkları ürettik her biri 350-400 gram arasında yaklaşık bin 500 anaç adayı hazırladık. Diğer yandan 2012 yılı üretimi olarak ta elimizde 5-6 bin kırmızı benekli doğal alabalık yavrusu var” diye konuştu.

Okulda yetiştirilen balıkların kontrollü olarak doğal ortamlarına salınacağını açıklayan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Ürünleri Fakültesi Sapanca Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Güven, “bu balıkları üretirken Tarım Bakanlığı ile ortak bir proje düşünüyoruz. Bu projemizde önce bölgemizden başlayarak tüm dere ve çaylara bu balıkları bırakacağız. Bu çalışma sonrasında vatandaşlarımız derelerden kontrollü bir şekilde balık avlayabilecekler. Bunu kolluk kuvvetleri, tarım müdürlükleri ile birlikte kontrollü yapmak zorundayız yoksa ne yaparsak yapalım bu balık nesli yine de tükenir. Doğanın kendini dengeleyebilmesi için bunun kontrollü yapılması gerekir. Balıklar doğada diğer balıklarla rekabet edebileceği boyda iken yani 5 gramı geçtikten sonra bırakılacak. Böylece uyum sorunu yaşamayacaklarına daha sağlıklı sonuçlar alacağımıza inanıyorum” dedi.

ALABALIK - KIRMIZI BENEKLİ ALABALIK

12 Şubat 2012 Pazar

VAŞAK - ANADOLU VAŞAĞI

VAŞAK - ANADOLU VAŞAĞI
Geçenlerde haber sitelerinde ve haberlerinde denk geldiğim haberde Tunceli pülümürde rastlanılan, nesli tükendi sanılan Anadolu vaşağına rastlanmış. Vaşak haberini mutlulukla karşıladık ve sevindik. Gerçekten çok güzel ve sevindirici bir haber bizler için. Nesli tükendi sanılan Vaşak bir anda Tuncelide ortaya çıkıyor hemde üç tane. Tabi burda yetkili bakanlıklar hangileri bilmiyorum. Orman bakanlığı, çevre bakanlığı yetkilileri hangileri görevliyse eminimki onlar içinde mutluluk verici güzel bir haber. Yanlız bizim için sevindirici ve mutluluk verici vaşak haberlerinin bitmemesi ve devam etmesi için yetkililerin üzerine düşen büyük sorumlulukları ve yetkileri var. Tıpkı Bulgaristanın Kuşlar için yaptığı dünyanın en büyük rehabilitason merkezini kurup sürekli GPS denetiminde denetlemeleri, güzergahlarını gözetlemeleri ve araştırmaları gibi bizim bakanlıklarımızında Anadolu Vaşağı türünde olan veya olmayan Türkiye'de bulunan her hayvanı koruma ve yaşatma imkanlarını değerlendirmeli ve üzerinde ivedilikle çalışma başlatmalı.

Bunun sözümü başlatmadı, yapmıyor anlamında söylemiyorum. Son yıllarda yapılan endemik bitki türü araştırmaları benim için büyük bir mutluluk ve gurur kaynağı. Bugüne kadar rastlamadığım, görmek isteyipte göremediğim gelişmeler bu iktidar zamanında yapıldı ve yapılıyor. Yanlız daha fazla üzerine düşülmesi beni ve benim gibi bu ülkeye değer veren, gönül veren herkesi dahada sevindirecek. Bu bizlerin gelecek nesiller için verebileceğimiz en büyük hediye ve yapabileceğimiz en güzel çalışma olacak. Tıpkı Türkiye'nin değerlerinden endemik bitkiler üzerine düşülmesi ve gerekli çalışmaların başlatılması gibi. Özellikle böcekler ve hayvanlar üzerinede durulması gerekmektedir.

Bu tip olayların ne önemi var, neden böyle olaylara yanaşmak zorundayız derseniz. İstanbulda bir zamanlar Kavak ağaçlarından geçilmezdi. Şimdi polenleri yüzünden kesildi hepsi. Kavak ağaçlarının polenleri havayı mükemmel temizliyordu. Havadaki duman, toz, zehirli gazlar gibi gazları polenlerine yapıştırıp toprağa iletiyor ve toprağa zarar vermeden kendisiyle birlikte yok oluyordu. Tabi şehir merkezlerinde kesilmesi bilinçli bir çalışma yanlız şehir merkezlerinin dışına mutlaka kavak ağaçlarını dikmemiz gerekmektedir. Soluduğumuz havanın temiz olmasının olmazsa olmaz sebebi kavak ağacı polenleridir.

Mesela solucanlar üzerinde yapılan en büyük çalışma ingilizlerden geldi. Toprakta bulunan radyasyon, kurşun dahil her türlü maddeyi toprakta temizlediği ispatlandı. Toprağın en büyük dostunun solucanlar olduğu ispat edildi. Bizlerde hangi hanvanların, hangi böceklerin, hangi bitkilerin ne amaçlar yaratıldığını çözmemiz için bu tür girişimlere, çalışmalara şimdiden, acilen ve ivedilile başlamamız gerekmektedir. Başlamadan önce haliyle yok olmamaları için yaşatma çalışmalarına ihtiyacımız var. En azından yaşatalım, koruyalım.

İleriye dönük bu tür güzelliklerimizin başkalarının eline geçmemesi geri kaldığımız bu güzelliklerimizin tescillenmesi ve Türkiye'nin oludğuna dair bir çalışma başlatılmalı. Anadolu vaşağı gibi hayvanların neslinin yok olması karşısında dövünmememiz için şimdiden acilen çalışma başlatmalıyız. Bu habere sıradan bir haber gibi bakıp geçiştirmemeliyiz. Lütfen bu ülkenin sahipleri geleceğimizin teminatçıları siyasetçiler üzerinize düşeni yapın. Hangi parti olursa olsun bu bir ülke meselesidir. Nesli tükenen yüzlerce balık, kuş ve hayvan türüne birde vaşak eklenmesin. Dünya ülkeleri bu meseleler üzerine yüz sene önce değinmeye başladı. Bizler yeterince geri kaldık yanlız zararın neresinden dönersek kardır. Ya şimdi ya hiç. Anadolu vaşağını yaşatmak için çalışma başlatalım. Bu hayvanların yakalanıp karantinaya alınması, neslinin çoğaltılması gerekir.

Vaşak, pars gibi nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiyede bulunan böcekler, bitki türleri, hayvanlar üzerine çalışmalar başlatılmalı. Vaşak binlerce tür arasında sadece biri. Kastettiğim şeyde vaşaklar için hayvanat bahçeleri değil. Onlar için bir rehabilitasyon ve araştırma merkezi.

VAŞAK VİDEOSU


VAŞAK
VAŞAK RESMİ - VAŞAK VE YAVRUSU
KAVAK AĞACI
KAVAK AĞAÇLARI
KAVAK AĞACI POLENLERİ




SOLUCAN - TOPRAĞIN EN BÜYÜK DOSTU
SOLUCANLAR - TOPRAK DOSTLARI

VAŞAK - TUNCELİ PÜLÜMÜRDE GÖRÜLEN VAŞAKLAR


9 Kasım 2011 Çarşamba

HAYVAN HAKLARI KORUMA DERNEĞİ - HAYKOD

HAYVAN HAKLARI KORUMA DERNEĞİ - HAYKOD
HAYVAN HAKLARI KORUMA DERNEĞİ - HAYKOD
HAYKOD (Hayvanları Koruma Derneği) 1955 yılında Ankara'da kurulmuş, hemen bir yıl içerisinde gösterdiği faaliyetlerinin değerlendirilmesi sonucunda, Bakanlar Kurulu kararı ile "KAMU YARARINA FAALİYET GÖSTEREN DERNEK" statüsünü hak etmiştir.

HAYKOD (Hayvanları Koruma Derneği) 1955 yılında Ankara'da kurulmuş, hemen bir yıl içerisinde gösterdiği faaliyetlerinin değerlendirilmesi sonucunda, Bakanlar Kurulu kararı ile "KAMU YARARINA FAALİYET GÖSTEREN DERNEK" statüsünü hak etmiştir. HAYKOD; T.C. Devletine, kanunlarına, insanlığa ve doğaya saygı ile bağlıdır. Bu prensibi dolayısı ile kuruluşundan bugüne kadar adına en ufak bir gölge düşmemiştir. Türkiye'de, binlerce aynı amaçlı dernek arasından sadece 2 derneğin layık görüldüğü KAMU YARARINA FAALİYET GÖSTEREN DERNEK ibaresini, yarım asrı aşkın süredir gururla taşımakta ve misyonunda otorite olma sorumluluğunu başı dik, alnı ak, onur ve liyakatle yerine getirmektedir.

HAYKOD; hayvan haklarını koruma misyonunda ve AB parlamentosunda ağırlıklı söz sahibi olan RSPCA, HIS, HSUS derneklerinin asil üyesidir.

HAYKOD; kurulduğu günden bugüne kadar hiçbir talepte bulunmadan, karşılık beklemeden yaptığı bütün çalışmalarla örnek bir STK olmuştur. Türkiye'nin her bölgesinde ve hatta dünyada verdiği hizmetlerle, bir taraftan hizmetlerinin devamlılığını sağlamaya çalışan diğer taraftan da hizmetlerinin kalitesini yükselten güvenilir bir proje ortağı olarak, ihtiyacı olan her kişi ve kurumlara destek vermeye devam etmektedir. HAYKOD; son dönemde projelerini daha kapsamlı ve katılımlı halde uygulayabilmek için Ankara Bölgesi Veteriner Hekimler Odası, Ankara'da aynı amacı paylaşan dernek ve vakıflarla işbirliği sözleşmesi imzalamıştır. Yanı sıra, İstanbul, Manisa, İzmir, Eskişehir, Antalya, Bursa'daki misyonu ciddiyetle uygulayan STK ve gerçek kişilerle işbirliği yaparak, Türkiye'nin yanı sıra dünyanın her kösesindeki canlı mağduriyetlerine çare bulunmakta, çözümler üretmektedir.

HAYKOD 1955'TEN BERİ HER YIL BİNLERCE HAYVANI ÖLÜM UÇURUMUNDAN, SİZLERİN BAĞIŞ VE AİDATLARI SAYESİNDE KURTARMAKTADIR. BUGÜN SİZ DE BİR FARK YARATMAK İÇİN, DESTEĞİNİZİ HAYKOD'TAN ESİRGEMEYİNİZ.

HAYKODA NASIL YARDIM EDEBİLİRSİNİZ - BAĞIŞ YAPABİLİRSİNİZ?
GARANTİ BANKASI A.Ş BAHÇELİEVLER ANKARA - TL Hesabı
Hesap No: 17 / 6299445
IBAN: TR26 0006 2000 0170 0006 2994 45


TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş BAHÇELİEVLER ANKARA- $ Dolar Hesabı
Hesap No: 4204 0109037
IBAN:TR14 0006 4000 0024 2040 1090 37


TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş BAHÇELİEVLER ANKARA - € Euro Hesabı
Hesap No: 4204 0109022
IBAN: TR31 0006 4000 0024 2040 1090 22